MÜZİĞİN BAŞARILI ŞEFİ

Müzik dünyasının başarılı isimlerinden biri olan İbrahim Yazıcı, Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde Genel Sanat Yönetmenliği yapmaktadır. 1986 yılında Ankara Devlet Konservatuarı’na giren Yazıcı, birçok başarılar elde etmiş ve ismini bu sektöre altın harflerle yazdırmayı başaran isimlerden biri olmuştur.Çocukluk yaşlarında müzisyenliğe yatkınlığı olmadığına inanan babası tarafından kendisi gibi avukat veya doktor olması bekleniyordu. Daha 4 buçuk yaşındayken annesini kaybeden Yazıcı ablası ile iletişim kuruyordu ve onun sayesinde klasik konserlere gitmek istediğini dile getirdi.İbrahim yazıcı kendi çocukluğunu şöyle tanıtıyor: ” Nasıl bir işim olsun diye hayal ettiğimde, sabahtan akşama kitap okuyayım, sadece bir şeylere imza atayım diye düşünüyordum. Tam romantik akademisyen hayali. İlk kitabımı okuduğumda 5 yaşındaydım. Tam bir kitap kurduydum, her gün bir kitap okurdum. Çatlayana kadar okurdum, hiç bıktığımı hatırlamıyorum.''

Çaldığım eser olmaya çalışıyorum

Müzikal hayatını: “Beni başarıya iten en önemli motivasyonum çok sevdiğim adeta kendimi adadığım bir işi yapmak, kendime güvenmek ve kendime çok net hedefler koymak diyebilirim.Her zaman Çaldığım eser olmaya çalışıyorum ” diyerek betimleyen ünlü orkestra şefi, müzikte sorumluluklara bağlı olduğunu ve her zaman mükemmelliyetçiliği savunan Yazıcı, ”Verdiğim sözlerin hepsini tutarım” dedi. Önüne çıkan her türlü zorluğun, konuya başka bir açıdan bakmasını sağladığını ve mutlaka bu zorluktan bir çıkarım sağlaması gerekliliği olan faydalı şeyler olarak gördüğünü ifade etti. Bu sözlerini şu cümle ile destekledi: ”Ufacık bir tepe, yanına gittiğinizde dev gibi görünebilir ama olayın bütününe bakmak için yanından uzaklaştığınızda kafanıza takmanızı hiç de gerektirmeyecek kadar küçük bir şey olduğunu görürsünüz.” Bu faktörler insanların olayın bütününe bakabilme ve olayları başka açılardan görebilme şansı elde ettiğini belirten Yazıcı, ayrıca bu gibi olayların insanların farkındalığını artıracağını sözlerine ekledi.

Başarıya Atılan Adımlar

İyi bir orkestra şefi olabilmek için hayal kurulması gerektiğini savunan Yazıcı: ”Her çaldığım, her yönettiğim notada o anda aklıma başka bir şey gelir. Bir tiyatro sahnesi, bir sinema sahnesi gelir” diyerek yaptığı işin bu sektörde sanatsal değerini vurguladı. Yaşadığı olumlu ve olumsuz tecrübeleri müzik hayatında ve özel yaşantısında çok etkili bir rol oynadığını savunan Yazıcı hayat’ta herkes’in bir kez hata yapma lüksü olduğunu ve bunun adının tecrübe olduğunu dile getirdi. Hayatı boyunca edindiği tecrubelerle başarı basamaklarını emin adımlarla tırmanan yazıcı insanların başarı yolunda edindikleri tecrübeleri tekrarlamaları durumunda bunun bir hata olduğunu ifade etti. Ünlü sanatçılarla çalışma ve eğitim alma fırsatı bulan Yazıcı ülkemizde ve yurtdışında birçok ödüle laik görülmüştür. 2002 yılında Hacettepe Üniversitesi Sanat Teşvik Ödülü, 2005 yılında İtalyan Cumhurbaşkanı tarafından Cavalleria della Soliderita şövalyelik ünvanı ve 2012 yılında, 'Yılın Orkestra Şefi' ve 'Donizetti Ödülü'ne layık görüldü.