ETLERE FISILDAYAN ADAM
- Onur Ekmekçioğlu
- 19 May 2015
- 2 dakikada okunur

NUSRET GÖKÇE
Babası kömür ocağında işçi, annesi ev hanımı olan Nusret gökçe beş kardeşin sondan ikincisidir.13 yaşında kendisini açılma hayatı içinde bulmuştur.Eğitim hayatında ailesinin beklediği başarıyı gösteremeyen Nusret gökçe, ailesinin okuma baskılarına şöyle bir cevap verdi: ”Ailem git okula diye sürekli ısrar ediyordu ama içimde okuma aşkı yoktu. Ben ilkokul mezunu bir kasabım”.
Başarılı yolculuk nasıl başladı ?
13-14 yaşlarında Bostancıda Günaydın kasap’ta çalışmaya başlayan gökçe, ayakçılık, dükkan temizliği, getir götür gibi işlerde 10 ayrı ustanın emri altında çalışıyordu.Bu zorlu ve yüksek tempolu iş hayatında hiç pes etmeden mücadelesine devam etmiştir.Askerlik dönemi gelene kadar tatil ve özel günlerde de çalışmaya devam eden gökçe, vatani görevini tamamladıktan sonra patronlarının baskısı sonucu İstinye parkta’ki şubeye gönderildi.2008 yılında, başarılı iş hayatına önemli adım attı. Günde 500-600 kişinin bulunduğu restoranda meat chef olarak çalışmaya başladı.Müşterilerin tarzına uygun et seçiyor, pişiriyor, ve sonrasında garsonlara servis ettiriyordu.Yavaş yavaş insanların gözü sadece gökçe’yi arıyordu ve serviside ondan bekliyordu. Artan bu ilgi Nusret gökçe isminin daha tanınır hale gelmesinde etkili oldu. İstanbul’un en iyi etçisi olarak tanımlanan bir restoranın sahibi girişimci eskiden meat chef olarak çalıştığı günaydın’ı sollamıştır. Bu kariyer yolunda ağebey’i uğur gökçe’nin et konusundaki beceri ve çalışkanlığına çok şey borçlu olduğunu herzaman dile getirmiştir.Mütevazi, içten, ve dürüst tavrıyla birçok insanın beğenisini toplayan Nusret gökçe yaptığı fedakarlıklarla da gerçek karakterlerini hslen sürdürüyor. Kasap çıraklığından patronluğa geçen Nusret gökçe son 5 sene içersinde yaptığı yatırımlarla 8 restoran!a sahip olmuştur. Beş yıl içersinde toplam 600 metrekare büyüklüğündeki Venüs pastanesi için payına düşen 11 milyon doları peşin ödemiştir. Ciddi anlamda doğuştan vizyon sahibi olan Gökçe: ”Zorlu’da evim, Bodrum, Mandarin’de yazlığım var. Ferrari’ye biniyorum. Hedefime ulaştım“ diye sözlerine ekledi. Oldukça fakir bir aileden gelen ve böylesine bir servete kavuşan Nusret , ailesi ve yakın çevresi tarafından büyük takdirle karşılanıyor. Artık kendisi için yatırm yapmayacağını deli getiren gökçe, gıda sektöründeki başrılı gidişatına yenilerini eklemek için azimle çalışmalarına devam edeceğini belirtti.
Çocukluk hayatım çok zor geçti
“Çocukluğum olmadı benim, hep çalıştım. Her sabah 06:00’da kalkıp trene biniyordum. Yol tam 1,5 saat sürüyordu. Oturacak koltuk bulursan şanslısın. Bu konuma geldiğim için her gün allah’a şükrediyorum“ diye çocukluk hayatının ne kadar çok zor geçtiğine değinen Nusret gıda sektöründe kendisinin en iyilerden olduğunu da söylemekten geri kalmıyor.
Bir etin iyi olduğunu görür görmez anlar mısınız?
Nusret gökçe görüşlerini şu şekilde açıklıyor; “Erkekler nasıl güzel bir kadın geçerken ''Bu benim olsun der'', beğenisini belli eder. Ben de bir danayı gördüğümde öyle hissederim“ diyerek konuyla ilgili sempatik bir yaklaşım sergiledi.
Comments